1997 sonbaharı. Konya Numune Hastanesinde ilk günlerimiz oldukça yoğun geçiyor. Yatan hastalar, poliklinik hizmetlerine ilaveten, aynı zamanda başhekim yardımcılığı da yaptığım için çok yoğun bir çalışma temposu içerisindeyim...

Ameliyathanemiz bir başka alem. Bu güne değin hep üniversite hastanelerinde görev yaptığım için temizlik ve sterilizasyon (mikrop temizliği) konularında alıştığım standartların hiç birisi  burada mevcut değil. Ameliyathaneye her kes ayakkabı ile giriyor, içeride sigara içiliyor, pencereler açık, sinekler uçuşuyor, hagisini anlatayım. 

Ameliyathane için ne yapabilirim diye düşünürken, aklıma kısa bir süre önce katıldığım bir fuarda ilk kez gördüğüm bir ürün olan, steril alan paspası'nı kullanmak geldi. Paspas 30 yapraktan oulşan 60 cm.x120 cm bir ürün. İçeri girerken üzerine basıyorsunuz, bastığınız alan özel bir kimyasal ile kaplı. Hem ayakkabı tabanınızdaki kirler yapışıyor, hem de ayakkabı tabanınız mikroplardan temizleniyor. Akşam paspasın en üst yaprağını çıkarıyırsunuz, altta yeni ve temiz bir yaprak var. Bu şekilde bir paspas 30 gün kullanılıyor. Ürünün dağıtıcısı ile temasa geçip bir miktar getirttik hemen. Gelir gelmez de ilk olarak ameliyathane girişine koyduk bir adet. İstiyoruz ki  içeri giren her kes paspasın üzerine basarak girsin ameliyathaneye. Tüm ameliyathane personelini topladık ve anlattık.

Ertesi gün ameliyatım olduğu için ameliyathaneye gittim, tam kapıdan girerken benden hemen önce gelmiş iki doktor arkadaşım girdiler ameliyathaneye. Bir de ne göreyim, benden yaşça büyük olan her iki doktor arkadaşım da  paspasa basmadıkları gibi, paspasın üzerinden bilinçli olarak atlet misali uzun atlayarak girdiler içeri. Hemen arkalarından girerek sordum kendilerine, "niçin paspasa basmadınız abi?" diyerek. 

Birisi cevap verdi hemen, "Ali tertemiz bir şey koymuşlar, basıpta kirletmeyelim, hiç olmaz ise bir kaç gün temiz kalsın"

Ameliyattan çıkınca hemen aşağı inip, sekreter arkadaşlara büyükçe bir yazı hazırlatarak ameliyathane kapısına astım. Yazıda şu yazıyordu:

"Lütfen, paspasın üzerine basınız..."