• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

 

Op.Dr.Ali ÇALIKUŞU

Genel Cerrahi Uzmanı, Endoskopist

GASTROÖSEFAGEAL REFLÜ HASTALIĞI VE MİDE FITIĞI HAKKINDA BİLİNMEYENLER
MİDE FITIĞI
Sayfalarımız

ALKALEN REFLÜ GASTRİT TEDAVİSİ

ALKALEN REFLÜ GASTRİT TEDAVİSİ

(Safra Kaçağı Gastriti)

Alkalen reflü gastrit, mide çıkışında yer alan ve pylor adı verilen beyinden yönetilen sinirsel kontrolle açılır kapanır kapak düzeneğinin görev yapmaması sonucu gelişen bir hastalıktır.
Mide çıkışı sürekli açık kaldığı için, mide çıkışının hemen yakınına, on iki parmak bağırsağına boşalan safra özellikle midenizin boş olduğu zamanlarda mideye kaçar. Safra mide için tahriş edici kimyasal özellikler taşıdığı için, zamanla mide içini döşeyen örtücü yapı tahrip olur ve alkalen reflü gastrit gelişir.

 
Alkalen reflü gastrit tanısı gastroskopi denen endoskopik tetkik ile konur. Ancak gastroskopininde normal standartlarda ve tecrübeli kişilerce yapılması şarttır.
 
Alkalen reflü gastrit tedavisi hem çok zor hem de çok kolaydır. Mide çıkış kapağının sürekli açık kalması siniesel veya mekanik bir bozukluktur. Bu bozukluğun ilaçlarla düzeltilmesi imkansızdır. Bu nedenle alkalen reflü gastriti olan bir hastanın ilaç tedavisinden fazla bir beklentisinin olmaması gerekir. Tedavinin başlangıç döneminde kısa süreli proton pompa inhibitörleri ve antiasit tedavisi mide mukozasındaki hasarın onarımı açısından faydalı olabilir. Ancak tedavinin başarılı olabilmesi ve hastanın yakınmalarının azalması veya düzelmesi hastanın yaşamında ve beslenme düzeninde yapması gereken bazı değişikliklere bağlıdır.
 
Midemizin bazı özellikleri mevcuttur. Bunlardan en önemlisi, mide içerisine giren katı maddelerin mideyi uyararak peristaltizm denilen sağma hareketlerinin başlamasına neden olmasıdır. Bu hareketler mide boşalana değin devam eder. Bu özellik alkalen reflü gastrit tedavisinde çok işimize yarar. Alkalen reflü gastriti olan bir hasta, öğün yemeklerinden 1 saat sonra başlamak üzere yaklaşık olarak bir saat aralıklarla düzenli olarak fazla olmamak kaydı ile sürekli az miktarlarda katı gıdalar yemelidir. Bir kaç bisküvi, küçük bir sandviç, bir avuç leblebi, birkaç dilim meyve, v.b. Bu şekilde mideye giren az miktarda katı besin maddeleri midenin sağma hareketlerinin başlamasına neden olur. Mide, içerisindeki bu besin maddelerini on iki parmak bağırsağına atıp kendisini boşaltmaya çalışırken, eğer varsa mide içerisindeki safra sıvısını da boşaltır. Diğer yandan midenin ileri doğru sağma hareketleri devam ederken geriye doğru safra kaçağı da olmayacaktır. Bu şekilde mide kendisini safra kaçağından ve safranın yapacağı tahripten korumuş olur.
 
Geceleri uyumakla geçirdiğimiz süre, midemiz boş ve hareketsiz olduğu için safranın mideye dolabileceği en uygun zaman dilimidir. Alkalen reflüsü olan bir hasta bu sürede ne yapabilir?  Bunun için en uygun yöntem hastanın yatağının üst kısmını belden yukarı kısmına gelecek şekilde 30 derece yükseltmesidir. Tam yatar pozisyon yerine 30 derece yatay pozisyonda yatmak yer çekiminin etkisi ile safranın mideye değil, aşağı doğru bağırsağın ileri kısımlarına akmasına neden olur.
 
Bu iki uygulamanın hasta tarafından disiplinli bir şekilde uygulanması, alkalen reflüsü olan hastalara uzun ilaç tedavilerinden çok daha  fazla yararı olur. Diğer yandan bu hastaların çok uzun sürelerle ilaçla tedavi edilmeye çalışılması, kullanılan ilaçların uzun süreli kullanımları sonrası farmakolojik etkisizlik ve yan etkilere neden olması, konunun gözden kaçan başka bir yönüdür. Bu hastalara özellikle başvurdukları iç hastalıkları ve aile hekimleri tarafından yazılan safra üretimini azaltıcı ilaçların hastalara çok rahatlıkla yazılması ve bu ilaçların süre kısıtlaması olmaksızın kullanılması safra ile atılan bir çok artık maddenin atılımında aksaklığa neden olacağından uzun dönemde bir çok istenmeyen etki de ortaya çıkabilmektedir.

Bu yöntemlerden faydalanamayan az sayıda hasta olabilir. Bu hastalar için önlerinde cerrahi tedavi, yani ameliyat olma seçeneği de mevcuttur. Ne yazık ki günümüzde bir çok iç hastalıkları, gastroenteroloji  ve aile hekimliği uzmanları medikal yöntemle tedavi edilemeyen alkalen reflü gastritli hastalara ameliyat seçeneğini, faydasız girişimler olarak sunmaktadır. Alkalen reflü gastrit ameliyatları için yapılan bu karalama kampanyası hatalıdır. Yapılan ameliyatların eleştirilmesine ve ameliyatın hastalara kötü tanıtılmasına neden olan tek durum ameliyat sonrası mide boşalmasının çabuk olması nedeni ile ameliyat olan hastaların ameliyat sonrası dönemde uyması gereken diyet kurallarının olmasıdır. Ancak alkalen reflü gastriti olan bir hastanın mide çıkış kapağı sürekli açık olduğu için, hastanın ameliyat  olmadığı durumda da midesi çabuk boşalmaktadır ve ameliyat olmasa da aynı diyet kurallarına ömür boyu uymaları gerekir.  Ameliyat olan hastalar, diyet kurallarından kurtulmak için değil, midelerine olan safra kaçağından kurtulmak için ameliyat olmaktadırlar. Ameliyat onları kısa ve uzun vadede safra kaçağının olası kötü etki ve komplikasyonlarından kurtaracaktır. Diğer yandan özellikle laparoskopik cerrahinin uygulama alanlarının genişlemesi, alkalen reflü gastrit için yapılabilecek cerrahi girişim tekniklerini de oldukça değiştirmiş, yapılacak ameliyatların çok daha az risk ve komplikasyon oranları ile yapılabilmesini sağlamıştır.
 
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. Alkalen reflü gastrit çaresiz, tedavisi olmayan ve ömür boyu çekmek zorunda oldukları bir kader değildir. Hastaların büyük bir çoğunluğu yukarıda ifade ettiğimiz gibi ilaç destekli uygulamalardan ciddi faydalar sağlayabilirler. Bu uygulamalardan fayda sağlayamayan özellikle genç ve orta yaşlı hastalar için, cerrahi tedavi yani ameliyat seçeneği de korkulmaması gereken bir  tedavi seçeneğidir
                                                        Op.Dr.Ali Çalıkuşu, Genel Cerrahi Uzmanı

                                                               

ALKALEN REFLÜ GASTRİT (Hayalet Hastalık)
ALKALEN REFLÜ GASTRİT TEDAVİSİ (Safra Kaçağı Gastriti)
Üyelik Girişi
Hava Durumu
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam38
Toplam Ziyaret1059381