Kolo - Rektal kanserler kadın ve erkeklerde en sık görülen 2. kanser türüdür. Yurdumuzda da tanı yöntemlerinin artması, kişilerin hastalık belirtilerini daha iyi algılamaları ve hekime başvurma olanaklarının artması, beslenme alışkanlığımızın da giderek daha çok endüstriyel gıdalara kayması sonucu bu kanserlerle daha sık karşılaşmamıza neden olmaktadır. Ancak erken teşhis ve tedavi yöntemleri uygulanabildiği takdirde Kolo - Rektal Kanserler tedaviden en çok yararlanan iç organ kanserleridir. Hatta tarama testleri ile hastalık oluşmadan, oluşmuş ise belirtileri daha ortaya çıkmadan saptanabilmekte ve gerekli tedavisi yapılarak tam şifa sağlanabilmektedir. Çünkü genelde Kolo-Rektal'in % 95'i, poliplerden gelişmektedir. Henüz kanser gelişmeden bu polipler tarama testlerinde saptanarak kolonoskopi esnasında polipin bağırsaktan alınması ilerde oluşabilecek veya henüz çok küçük seviyede oluşmuş bir kanser bağırsaktan uzaklaştırılmış olacaktır.
Genelde olguların büyük çoğunluğu 45-50 yaş üzerindeki kişilerde görülmektedir.Bu nedenle; 45-50 yaş üzerindeki kişiler, anne, baba, kardeş gibi yakın aile bireylerinde kolorektal kanseri veya polipleri olanlar, uterus ( rahim ), over ( yumurtalık ) veya meme kanseri olan kadınlar, ülseratif kolit veya crohn gibi hastalıkları olanlar risk altındadır. Risk altındaki kişiler, bu riski azaltmak için hastalık belirtileri ortaya çıkmadan yapılması gereken tarama testlerini yaptırmalıdırlar. Diyetlerini bol lifli - sebzeli, meyvalı, az yağlı ve az kırmızı etli bir şekile dönüştürmelidirler. Alkol ve sigara alışkanlığı varsa iyice azaltmalı, hatta bırakmalıdırlar. Hergün 20 - 30 dakika hafif egzersiz yapmalıdırlar. Tarama testleri kolo - rektal kanserlerin klinik belirtileri ortaya çıkmadan yukarıda belirtilen risk altındaki kişilere yapılan testlerdir. Bu kanserlerin oluşmasında esas neden % 95 oranında poliplerdir. Bu polipler zaman içerisinde kansere dönüşebilmektedir. O nedenle tarama tetkiklerinde amaç bu polipleri henüz kansere dönüşmeden, eğer dönüşmüş ise çok erken devrede henüz klinik belirti vermeden teşhis etmek ve kolonoskop yardımı ile polipin barsaktan çıkarılmalarını sağlamaktır. Bu takdirde bu hastalar % 90 nın üzerinde ki bir oranda tam şifaya kavuşmaktadırlar. Tarama testleri şunlardır :
Genelde kadın ve erkekte eşit oranda görülen Kalın barsak - Rektum kanserleri sinsi seyreder. Hastalık aşağıdaki belirtilerle ortaya çıkar.
- Rektumdan kan gelmesi ( rektal kanama ), gaitanın kanla bulaşık olması,
- Tuvalete çıkma alışkanlığında değişiklik,
- Gaitanın eskiye oranla incelmesi,
- Kabızlık – İshal durumlarının ortaya çıkması,
- Sık sık tuvalete çıkma isteği, buna rağmen tam boşalamama hissi,
- Karında gaz ağrıları,
- Kansızlık (anemi),
- İzah edilemeyen zayıflama
Bu belirtilerin herhangi birinin 1 - 2 hafta devam etmesi veya aralıklarla tekrarlaması durumunda mutlaka hekime başvurulmalıdır.
Kolo - rektal kanserlerde kesin teşhis barsak içerisindeki tümörden endoskopik yöntemlerden ( kolonoskopi ) biriyle yapılacak tetkik ve alınacak parçanın patolog tarafından mikroskopik tanısı ile konur.
Kolo-rektal kanserlerin esas tedavisi tümörlü kısmın ameliyatla çıkarılması ve barsak pasajının sağlanması için çıkarılan kısmın alt ve üst uclarının tekrar karşılıklı ağızlaştırılmalarıdır.Kolonlar uzun olduğu için bu işlem kolaylıkla uygulanabilir. Ancak rektum kanserlerinin tedavisinde bu durum biraz farklıdır. Rektum kısa bir organ (15 cm) olması nedeni ile özellikle anüse yakın yerleşim gösteren tümörlerde ( anüs girişinden 5-6 cm yukarıda) , hastalıklı kısımın çıkarılmasını temin için anüsün tamamen çıkarılıp,iptal edilerek kolon, karın duvarına ağızlaştırılır ( kolostomi).
Daha önceleri çok daha sıklıkla uygulanan bu yöntem, günümüzde gerek teknolojik gelişmeler ( Stappler aleti vs.) ve gerekse bu konuda eğitilmiş ve deneyim kazanmış özellikle Kolo - Rektal cerrahi ile uğraşan cerrahlar tarafından yapılan ameliyatlarda çok az sayıda hastaya uygulanmaktadır.Bazen kolostomi rektumda yapılan ameliyatın iyileşmesini sağlamak için geçici olarak ( birkaç ay ) yapılabilir. Daha sonra bu kolostomi kapatılır. Ameliyata ek olarak, rektum tümörlerinde bazen ameliyattan önce, bazen ameliyattan sonra gerek olursa radyoterapi de yapılabilir . Kolon tümörlerinde radyoterapinin yeri yoktur. Her iki organın tümörlerinde ameliyattan sonra duruma göre kemoterapiyapılabilir.
Anüs kanserlerinde genellikle radyoterapi tercih edilmektedir. Bazı durumlarda Cerrahi tedavide yapılabilir.
Kolo - rektal Kanserlerde ameliyat sonrası nüks etme şansı hastalığın evresine göre değişir. Nüksler genellikle ilk 2 yıl içerisinde ortaya çıkarlar. Bu nedenle bu hastaların ameliyat sonrası ilk 2 yıl içerisinde çok sıkı izlenmeleri gerekir. Eğer nüks saptanacak olursa yeni yapılacak girişimlerle hastanın yaşam şansı artırılır. Ayrıca bu hastalarda geriye bırakılan kolon kısmında yeni tümör oluşma şansı azda olsa vardır. Bunların çok küçükken saptanması ve çıkarılması hastaya tam şifa sağlayacaktır.Bu izlemelerde hastalara 3-6 aylık aralıklarla kan testleri tümör belirleyicileri ( CEA ), US, Tomografi; Akciğer grafisi, kolonoskopi gibi tetkikler dönüşümlü olarak yapılır. 2 yıldan sonra senelik kontroller ile hasta 5 yıl izlenmelidir
KADIN HASTA ERKEK HASTA